Ana içeriğe atla

Çizgili Pijamalı Çocuk Özeti

Çizgili Pijamalı Çocuk Özeti



Çizgili Pijamalı Çocuk, İrlandalı çocuk kitapları yazarı John Boyne'in ilk kez 2007 yılında yayımlanmış olan kitabıdır. Kitap bir çocuk kitabı niteliği taşısa da, yayınlandığı yıldan itibaren her yaştan okurun ilgisini çekmeyi başarmış. Aynı zamanda benim de çok beğendiğim bir kitap oldu. Kitabın en dikkat çekici özelliğinin işlediği konu olduğunu düşünüyorum. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya'sında yaşayan bir çocuğun hikayesini anlatan kitap, bitirdiğinizde günlerce etkisinden kurtulamayacağınız türden. Bir çocuk kitabı olduğundan kitabın dili oldukça sade ve basit. Bu nedenle de hem çok akıcı ve sürükleyici, hem de başladığınızda bitirmeden başından kalkamayacağınız bir kitap. Her yaştan okura kesinlikle tavsiye ederim. Kitabın kısa özeti ise şöyle:

Bruno, Almanya'nın Berlin kentinde "Umutsuz Vaka" olarak nitelendirdiği on iki yaşındaki ablası, annesi ve bir Nazi subayı olan babasıyla beş katlı bir evde yaşayan dokuz yaşındaki bir çocuktur.

Bir gün Führer -Bruno adını Fury sanmaktadır- Bruno'ların evine akşam yemeğine gelir. Anne ve babası çok heyecanlıdır, çünkü görünüşe göre Fury önemli biridir. O akşam yemeğinden sonra Bruno babasının işinde terfi ettiğini, bu yüzden Out-with (Auschwitz) denen bir yere taşınacaklarını öğrenir. Buna çok üzülür, çünkü oturdukları çevreyi ve arkadaşlarını çok sevmektedir.

Out-with'e taşıdıklarında, eve birçok asker girip çıkmaya başlar. Bruno bundan oldukça rahatsız olmaktadır çünkü askerleri hiçbir zaman sevmemiştir. Her gün bir öğretmen evlerine gelmekte, ablası ve Bruno'ya bazı dersler vermektedir. Öğretmenleri tarih dersine önem verse ve sanat ile okumayı zaman kaybı olarak görse de, Bruno macera kitapları okumayı çok sevmekte ve tarihten nefret etmektedir. Fakat ablası öğretmenleri ve yaşadıkları yerin de etkisiyle, tam bir Naziye dönüşmektedir. Bruno çok yalnızdır, evlerinin çevresinde bir tek ev bile yoktur ancak bahçenin etrafındaki tel örgütlerin ardında hepsi birbirinin aynı çizgili pijamaları giyen binlerce adam ve çocuk vardır. Bruno tüm bunları odasındaki pencereden görmüştür.

Bruno bir gün, okuduğu macera kitaplarının da etkisiyle bahçede bir keşif gezisine çıkmaya karar verir. Tel örgülerin yanı boyunca epey bir yol aldıktan sonra, örgünün diğer tarafında yere çökmüş oturan çizgili pijamalı ve kafası tıraş edilmiş bir çocuk görür. Çocuk çok zayıf ve hayli üzgün görünüşlüdür. Bruno da tel örgülerin kendi tarafına aynı diğer çocuk gibi oturur ve çocukla sohbet etmeye başlarlar. Çocuğun adının Schmuel olduğunu öğrenir. Kısa bir süre sonra Bruno'nun her öğleden sonra tel örgü boyunca yürüyüp yere oturarak Schmuel ile sohbet etmesi bir rutine dönüşmüş, ikisi çok iyi iki arkadaş olmuşlardır. Bazen mutfaktan alıp cebine sıkıştırdığı yiyecekleri Schmuel'e götürmektedir, çocuğun yüzündeki mutluluğu gördükçe kendi de mutlu olmaktadır. Bruno Out-With'e taşınmadan önceki en iyi arkadaşlarını artık o kadar da özlemiyor, hatta isimlerini bile hatırlayamıyordur. Artık en iyi ve tek arkadaşı Schmuel dir.

Zaman geçtikçe çevrelerinde askerlerden başka hiç kimse bulunmadığından yakınmaya başlayan ve böyle bir çevrede iki çocuk yetiştirilemeyeceğini söyleyen Bruno'nun annesi, babasına Berlin'e geri dönmek istediğini söyler. Babası ilk duyduğunda bunu kabul etmese de, sonraları bunun mantıklı bir fikir olduğunu, herkesin orada daha mutlu olduğunu kabul eder. Böylece yeniden taşınma hazırlıklarına başlarlar. Fakat ne var ki Bruno Berlin'e geri dönmeye o kadar da hevesli değildir. Schmuel'den ayrılmak istememektedir.

Taşınmadan bir gün önce, Bruno Schmuel'i görmeye gittiğinde, onu olduğundan daha da üzgün bir halde bulur. Söylediğine göre babası çalışmaya götürülmüş, sonra da geri dönmemiştir. Bunun üzerine Bruno'nun da o çizgili pijamalarla giyerek beraber Schmuel'in babasını aramalarına karar verirler. Fakat saatlerce araştırmalarına rağmen babasından bir iz bulamazlar. Tam Bruno'nun eve geri döneceği sırada askerler etraflarını sarar ve yürüyüşe götürüleceklerini söylerler. İkisinin de yürüyüşün ne olduğu konusunda bir fikri yoktur. Fakat Bruno da Schmuel de o yürüyüşten bir daha geri dönmezler.


Arka Kapak Bilgisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çılgın Babam - Özeti

Konu Özeti Kapalıçarşı’nın kalabalığında babasıyla ıslığıma gel oyununu oynarken Zeynep henüz altı yaşındaydı. On yaşında artist olmaya karar verdi ve babasının film şirketinin Beyoğlu’ndaki ofisinde çalışmaya başladı. On bir yaşında, babasıyla birlikte yazlık sinema işletiyordu. Babasının Anadolu gezilerine eşlik etmeye başladığındaysa, on iki yaşındaydı. Baba kız sıkı dosttular!.. Kitapta yer alan öyküler: Handan Hanım’ın Hırsızlığı, Çılgın Adamın Deli Kızı, Küçük Patroniçe, Benimle Evlenir misin?, Islığıma Gel Oyunu, Şıkır Şıkır Bileziğim, Altınla Beslenen Kaz, Araba Hırsızı, Altın Diş, Siyah Bisiklet, Kocakulak Rıza, Büyük Oyun, Köprüden Sonrası Ateş Hattı, Karda Ayak İzleri, İncir Ağacı Salkım Saçak, Annem Katil Oldu!, Uyanık Turizmci, Canip Dede, “Hırsız” Uyanıyor.

Barış Odalar - Özeti

Konu Özeti Prens Hortim’in aniden ortadan kaybolduğu Masallar Ülkesi’nde uğursuz bir sis hızla yayılmaktadır. Halkın sorunlarını, anlaşmazlıkları tartışıp konuşarak çözümlemek için kurulan Barış Odaları’nın yerini uzun süredir prens almıştır. Halk her derdini ona anlatmaya, çözümü de doğrudan ondan öğrenmeye alıştığından, prens ortada olmayınca huzursuzluk tırmanır. Sarayda işleri ele alan Prenses Foreri’nin prensi bulmakla görevlendirdiği Küçük Cadı Şeroks, hain bir oyunu bozabilecek midir?..

Vapurları Seven Çocuk - Özeti

Konu Özeti Kardeşi Emre ve olağanüstü bir masal anlatıcısı olan annesiyle birlikte bir Boğaziçi mahallesinde yaşayan Fırat, tatil günlerinde o çok sevdiği minik Boğaz vapuruna binip karşıya geçer, balon satardı. Mahallede yüz yıllık ahşap bir yalıda oturan Meliha Hanım’sa, komşularını sık sık evine davet eder, hep birlikte gülüp söylerlerdi. Ama Meliha Hanım’ın bir gün yalıdan taşınmak zorunda kalmasıyla mahalle değişmeye, güzelliklerini teker teker yitirmeye başladı. Minik Boğaz vapuru da seferden kaldırılınca, Fırat kolları sıvaması gerektiğini anladı…